Neden Siyasete Girme Kararı Aldım
Kanada'dan Bir Hukuk Dersi
Kanada'da yaşayan Hasan adında birisi ile tanıştım.
Kanada'da hemen hemen herkes hava güzel olduğunda özellikle hafta sonları kendilerini doğaya atarlar ve genelde haftasonu kamp yaparlar. Bende Kanada'ya gittiğim ilk yıllarda arkadaşlarımla vakit geçirmek ve sosyal ortama ayak uydurmak için haftasonu bir plan yaparak arkadaşlarımız ile kamp yapma kararı aldık ve bir orman yolunda aracımız ile seyehate çıktık.
Kanada'nın çok güzel bir doğa örtüsü vardır. Çeşit çeşit hayvanlar, alaca geyikler sincaplar ve daha niceleri. Yolda giderken rüzgardan devrilmiş yada yan yatmış bir sürü ağacın varlığı kamp ateşi yakmak için lazım olacağından dikkatimizi çekmekteydi. Yolun kenarında yola daha yakın olan kurumuş bir ağacın dalları ve kütükleri dikkatimizi çekti. Tam kamp ateşi yakmak için çıra kıvamında kurumuş ağaç parçacıkları beklentilerimizin üzerindeydi.
Aracımızı yolun kenarına çektik , kurumuş odun parçalarını station aracımızın bagajına yüklerken bir orman polisi aracımızın yanında durdu ve ''Hayırdır gençler ne yapıyorsunuz?'' dedi. Bizde ormanda kampa gittiğmizi ve kamp için kurumuş odunları aracımıza yüklediğimizi söylediğimizde,
''Ormanda bulunan yan yatmış bu ağaçların dokunulmazlığının olduğunu, bu ağaçların kutuyarak gübreleşip, ormanın bitki örtüsüne ve ekolojik çeşitliliğe katkı sağladığı, Bu ağaçları bulunduğu yerden kaldırmanın, toplamanın , kamp ateşi yapmanın suç olduğunu, hapis cezasına kadar ceza alabileceğinizi bilmiyor musunuz? ''
dediğinde ''Hayır bilmiyorduk cevabını verdik''. oda bize inandığını ve bu seferlik herhangi bir ceza uygulamayacağını belirtip, arabaya taşıdığım tüm odun ve dal parçalarını geri bıraktırdı ve bizi de serbest bıraktı. Bizde bir daha bu tür doğa kalıntılarına dokunmadık.
demişti.
Düşündüğünüzde , doğanın insan üzerinde hakkını savunan bir adalet ve kanun sistemi beni kendine hayran bıraktı ve gerçekten çok etkiledi. Ülkemizde ne yazıkki ''insanın insan üzerindeki hak ve hukuk problemlerinin çok başarılı çözümler üretememesine karşı, eşyanın yada bitkinin insan üzerindeki haklarını koruyan bir sistem'' beni nasıl etkilemesin ki?
Çok güzel bir ülkemiz var , ve bu çok güzel ülkemizin çok güzel insanları var. Anadolu'da özellikle yolda kaldınız mı yada bir problem yaşadınız mı bilemem. Benim ufak bir trafik kazası deneyimim olmuştu. Uşak - Afyon yolu üzerinde ailecek seyehat halinde iken ufak maddi hasarlı bir trafik kazası geçirmiştik. Köyden birisinin aracıyla bir kazaya karışmamıza rağmet tüm köy halkı ,başta muhtar olmak üzere seferber olmuş, bizi misafir etmek ve yola göndermemek için türlü çabalar sarfetmişlerdi.
NEDEN SİYASETE GİRDİM ?
Bütün bunları anlattıktan sonra neden siyasete girdim? sorusunun cevabını vermek istiyorum. Çok güzel bir memleketimiz ve çok kıymetli bir halkımız var. Bu millet çok güzel yaşamayı, daha iyi sosyal haklar edinmeyi ve refah bir hayat sürmeyi hak ediyor.
Öncelikli olarak kendi çocuklarımın geleceği, sonrasında ise çocuklarım ile aynı sosyal ortamlarda beraber yaşacakları komşumun, komşumun akrabalarının , diğer mahalle çocuklarının geleceği için ben bir şey yapmak , yolunda gitmeyen yönetim şekillerini tespit etmek ve düzeltmek , çocuklarımıza daha refah bir ülke ortamı bırakmak için Siyasete girme kararı aldım.
NEDEN DEVA PARTİSİ
Mevcut siyasi aktörler ve siyasi partiler içerisinde bana ve halkın geneline hizmet verecek ve çözüm üretecek, ve bu söylemde olan bir siyasi parti yoktu. Sürekli kutuplaştırma ağzıyla, birbirlerine hakaret eden , günlük politikalar üzerinden birbirine hakar4et eden ve racon kesen bir dil bana hitap etmiyorken, Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan Bey'in söylemleri beni heyecanlandırdı ve DEVA Partisinde siyaset yapma kararı aldım.